Tartı Aletlerinin 2 Yılda Bir Yapılması Gereken Muayenesi Nasıl Yapılır Ücretleri ne kadardır? Kime Ödenir?

Baskül ve Terazilerin her 2 yılda bir fenni muayenelerinin yapılması gerekmektedir.

Bunu konuyla ilgili bağlı bulunduğunuz

1-Bilgisayar çıkışı olmayan terazi,baskül,mekanik tartılar Bağlı bulunduğunuz Belediyelere

2-Bilgisayar çıkışı bulunan ve etiket veren terazi,baskül gibi aletleri Yetkili özel muayene kuruluşlarına müracat etmeleri gereklidir.

Ayrıca SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞINE bağlı Yetki belgesi Tartı Aletleri Servislerine müracaat ederek yaptırabilir.

Ücretlendirme her belediyenin belirlediği tarifeler , Özel muayene kuruluşları ise Resmi Gazetede Yayınlanan Tarife üzerinden fatura karşılığı ücret alabilir.Belediye ve Özel yetkili firmalar Bilim Sanayi ve Teknoloji  Bakanlığı Ölçü Ayarlar Bölümüne Bağlıdır.

Cihaz elektrik bağlantısı yapılmış olmasına rağmen çalışmıyor sebep ne olabilir?
Cihazın sigortasını ve enerji kablo bağlantısını kontrol edin, bunlarda bir problem gözlenmiyorsa cihazda problem olabilir. En yakın Teknik servise başvurun.
Doğru Tartım için Zemin Önemlimidir ?
 Evet, Doğru tartım için zemin sert ve düzgün olmalıdır. Düzgün ve sert olmayan zeminlerde tartım hataları sık sık oluşmaktadır. Terazi veya baskülün her ayağının zemine düzgün basması ve su terazisinin ayarlı olması gerekmektedir.
Göstergede hata mesajı gözleniyor ve tartım durumuna geçmiyor sebep ne olabilir?
Cihazın tartım yapmasını engelleyen bir problem oluşmuş. Kullanım kılavuzunda hata mesajı ile ilgili açılamalara bakın. Daha fazla bilgi için en yakın tekniz servise başvurun.
Tuşlardan bir kısmı basmıyor cihazımın garantisi devam etmektedir ne yapmalıyım?
Cihazın tuş takımı arızalanmış olabilir veya içerisindeki elektronik donanımda arıza oluşmuş olabilir, en yakın yetkili servise danışmalısınız . Cihazın tuş takımında fiziksel tahribat (yanlış kullanımdan kaynaklanan yırtılma veya üzerine sıvı dökülmesi v.b.) oluşmuşsa garanti kapsamına alınmaz. Bu durumda işçilik alınmaz ancak değişecek parça fiyatlandırılır. Cihazın garanti belgesinde garanti koşulları ile ilgili bilgiler bulunmaktadır.
Göstergedeki ağırlık değeri sürekli değişip sabitlenmiyor sebep ne olabilir?
Besleme voltajının problemsiz olduğunu kontrol edin ve kullanım kılavuzunda açıklanan uyarı ve önlemlere uyduğunuzdan emin olun. Eğer herşey normalse en yakın teknik servise başvurun.
Terazi hatalı tartım yapıyor sebep ne olabilir?
Terazinin dengede olaması gerekmektedir, terazi dengede değilse dengeli konuma getirin. Tartım tablasının sağ, sol ve alt kısmını kontrol edin, herhangi bir yere değmediğinden emin olun.
Etiket alırken nelere dikkat etmeliyiz?
Cihazınızda yüzeyi pürüzlü, yapışkanı çok aşırı kuvvetli olan, kalitesiz baskıya sahip etiket kullanmayınız. Kalitesiz ve kötü baskıya sahip etiketler cihazın yazıcı kısmının kolay bozulmasına sebeb olur. Bu sebepten etiket alırken kaliteli malzeme kullanmayı tercih edin.
Piller çabuk bitmekte, pilleri daha uzun süre kullanmak için ne yapmalıyım?
Cihazınızda alkalin pil kullanmaya özen gösterin, alkali pil kullanılmayacaksa sızdırmaz çelik tipte pil tercih edin. Pilleri değiştirirken grup şeklinde tümünü değiştirin. Cihazlarda işlem yapılmadığında otomatik kapanma fonksiyonunu devreye alın, bu pillerin daha uzun süre kullanılmasını sağlayacaktır.
Cihaz akü ile çalışmıyor.
Beslemeyi ve besleme kablolarını kontrol edin. Cihazınızın sarj süresinin yeterli olmasına dikkat edin. Çözüm sağlayamazsanız en yakın teknik servise başvurun.
Barkod Nedir Nerelerde Kullanılır?

       Barkod, çubuk kod ya da çizgi im, verilerin görsel özellikli makinelerin okuyabilmesi için çeşitli kodlama yöntemleriyle sunulmasıdır.
Orijinal olarak barkod, veriyi paralel çizgilerin genişlikleri ve boşlukları arasında saklardı, ama günümüzde noktasal şekiller, iç içe daireler ve görüntü içinde gizli şekiller gibi farklı türlerde de görülebiliyorlar.
Barkod, barkod okuyucu olarak da adlandırılan optik okuyucular ile okunabilir veya özel yazılımlarla görüntü içinden taranabilir. Barkod bilgisayara veri girişinin doğruluğunu ve hızını artıran Otomatik Tanıma Veri Toplama (OT/VT) uygulamalarında geniş bir kullanım alanı bulmaktadır.
Geleneksel olarak barkod kodlaması sadece rakamları sembolize ederken, yeni sembolojiler tüm ASCII karakter setine büyük harf ve daha fazlasını eklemiştir. Basit barkodların ihtiyaç duyduğu alana daha fazla bilgi sığdırma gereksinimi çizgiler yerine kare hücreleri içeren (bir tür İki boyutlu barkod) matrix kodların geliştirilmesine sebebiyet vermiştir. İçiçe kodlar iki boyutlu ve tek boyutlu kodların karışımıdır ve geleneksel tek boyutlu sembolojiyi birden fazla satır içerecek şekilde bir çerçeve içinde yeniden boyutlandırma işlemidir.

Tarihçe

1940'ların sonunda bir lisansüstü öğrencisi olan ABD'li Bernard Silver, öğrenim gördüğü Drexel Teknoloji Enstitüsü'ne gelen bir market zinciri sahibinin kasada tüm ürün bilgilerini otomatik kaydedecek bir sistem geliştirilmesini istediğini, ama enstitünün konuyla ilgilenmediğini gördü. Bu fikir Silver'in ilgisini çekti ve doktora öğrencisi olan arkadaşı ABD'li Norman Woodland'a bundan söz etti. Konu üzerinde birlikte çalışmaya başladılar.
Akıllarına ilkin, kızılötesi ışığın altında parlayacak floresan mürekkeple oluşturulacak desenleri kullanmak geldi ama bunun çok kullanışsız ve yüksek maliyetli olduğu ortaya çıktı. Ardından Norman Woodland, Morse kodu ilkesiyle çalışan ve tarayıcıya okutulabilecek bir etiket düşündü. Mors kodundan tek farkı, noktalar yerine inceli kalınlı çizgiler kullanılması olacaktı.
Barkodun henüz oluşum aşamasında ortaya atılan bu görüş modern barkod fikrine çok yakındı ama Woodland ve Silver bu durumda çizgileri tarayıcıya okutmanın çok güç olacağı düşüncesiyle fikri daha da geliştirdiler; 1949'da hedef tahtasındakine benzer iç içe geçmiş halkalar şeklinde bir veri kodu için patent başvurusu yaptılar. Böylece tarayıcının barkoda paralel tutulması zorunluluğu ortadan kalkacaktı. Günümüzün lazerli okuyucuları bu sorunu, etiketi aynı anda birkaç yönden birden tarayarak aşar.
Bunun ardından, tarayıcılarının prototipini yaptılar; prototip, okumakta olduğu kodları yakıp kül etmeden önce fikrin işe yaradığını gösterecekti. Woodland o dönemde IBM firmasında çalışıyordu ve firma iki kez patent haklarını satın alma önerisi yaptı. Sonunda patent hakkını 1962'de Philco firması aldı ve sonra RCA firmasına sattı. 1970'lerde hâla IBM firmasında çalışmakta olan Woodland, ABDli George Laurer ile birlikte Evrensel Ürün Kodu olarak bilinen ve 1973'te onaylanan 12 basamaklı karmaşık kodu geliştirdi. Ertesi yıl, 26 Haziran 1974 günü sabah 08.01'de, ABD'nin Ohio eyaletinde bulunan Troy şehrindeki Marsh Süpermarket'in kasasında işlenen bir paket sakız, dünyada barkodla satılan ilk ürün oldu.

Teknolojisi

Tek boyutlu barkod ikili bir koddur (1ler ve 0lar). Çizgi ve boşluklar değişen kalınlıklarda olurlar ve farklı kombinasyonlarda basılırlar. Okunabilme için, iyi bir baskı ve çizgi ve boşluklar arasında yeterli kontrast olmalıdır. Tarayıcılar kodları okumak için farklı teknolojiler kullanır. En genel iki teknoloji laser ve kameradır. Tarayıcılar, birçok süpermarket kasasında olduğu gibi sabit veya envanter takibinde kullanıldığı şekilde el-tipi cihazlar olabilir.
Uğursuz başlangıcına rağmen, barkod birçok ve farklı uygulamada farkedilir bir başarı kazanmıştır. İlk başarılı barkodlardan olan ve Dr. David Allais tarafından geliştirilen Code 39, lojistik ve savunma sanayi uygulamalarında geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Code 39 daha yeni barkodlara göre daha az karmaşık olması sayesinde bugün hala kullanımdadır. Code 128 ve Interleaved 2 bazı geniş pazarlarda başarı kazanmış diğer kodlardır.

Evrensel ürün kodu

Barkodların en iyi bilinen ve en yaygın kullanımı tüketici ürünlerindedir. Evrensel Ürün Kodu, veya U.P.C., bir tanedir çünkü kullanıcıları tarafından geliştirilmiştir. Birçok teknolojik yenilik önce bulunur sonradan bu yeniliğe uygun bir ihtiyaç belirlenir. U.P.C. 1970'lerin başında Amerikan meyve-sebze sektörünün belirlediği bir ihtiyaca cevap vermiştir.
Sebze-meyve reyonlarındaki işlemleri otomatik hale getirmenin işçilik maliyetlerini azaltacağı, stok kontrolünü geliştireceği, işleri hızlandıracağı ve müşteri hizmetlerini geliştireceğine inanan, hem üreticileri hem de süpermarketleri temsil eden altı tane endüstri birliği endüstri liderlerinden oluşan bir komite kurdu. İki yıl süren çalışmalar Nisan 1, 1973 tarihinde Evrensel Ürün Kodunun ve U.P.C. barkod sembolojisinin anons edilmesi ile sonuçlandı. U.P.C. ticari olarak kendini ilk defa Haziran 1974'te Troy, Ohio'daki Marsh'ın Süpermarketinde bir Wrigley's sakız paketi üzerinde gösterdi.
Sebze - meyve endüstrisi komitesinin yürüttüğü ekonomik çalışmalar 1970'lerin ortalarında okuma yöntemiyle sektörde 40 milyon dolardan fazla bir tasarruf yapılacağını öngörmüştü. Bu rakamlara o zaman diliminde ulaşılamadı, barkod okuma yönteminin öldüğünü söyleyenler bile oldu. Üreticilerin barkodlu etiketleri hemen kullanmaya başlamalarına rağmen barkodun faydası pahalı tarayıcıların çok sayıda perakendeci tarafından kullanılmasını gerektiriyordu. Hiçbiri ilk olmayı istemiyordu ve Business Week'in yayınladığı "Başarısız Süpermarket Tarayıcısı" makalesinde olduğu gibi sonuçlar ilk birkaç yıl umut verici görünmüyordu.

Sembolojiler

Mesajlar ve barkodlar arasındaki ilişki semboloji olarak adlandırılır. Bir sembolojinin özelliği mesajdaki rakam/karakterlerin ve başlangıç bitiş işaretlerinin çizgi ve boşluklar halinde tek tek kodlanması, barkoddan önceki ve sonraki gerekli boş alanın boyutu ve bir kontrol karakterinin hesaplanmasını içerir.
Tek boyutlu sembolojiler genel olarak iki özelliğe göre sınıflandırılır:
Sürekli veya ayrık: Sürekli sembolojilerde karakterler arka arkaya yer alır, bir tanesi boşlukla biterse diğeri çizgi ile başlar veya tersi. Ayrık sembolojilerde ise karakterler çizgi ile başlar ve biter; Kod bitimi gibi algılanmadığı sürece aradaki boşluk ihmal edilir.
İki-genişlikli veya çoklu-genişlikli: İki-genişlikli sembolojilerde çizgi ve boşluklar geniş ve dardır; geniş bir çizginin ne kadar geniş olduğu o sembolojinin geniş çizgiler ile ilgili tanımına uyduğu sürece önemli değildir (genelde dar çizginin iki veya üç katı kadar daha geniş). Birçok çoklu-genişlikli sembolojilerdeki çizgi ve boşluklar modül denen temel bir genişliğin katlarıdır; böyle kodlar genellikle 1, 2, 3, ve 4 modül genişliği kullanırlar.
İçiçe kodlar tek boyutlu bir sembolojinin yatayda birkaç defa tekrarlanması ile oluşur.
İki boyutlu sembolojiler çok çeşitlidir. En genel olanı kare veya nokta şekilli modülleri bir tablo şeklinde gösteren matriks kodlardır. İki boyutlu sembolojiler başka görsel şekillerde de olabilirler. Dairesel şekillerin yanında, farklı boyut veya şekillerdeki modül dizilerini kullanıcının belirlediği bir görüntünün içine gizleyerek (örneğin DataGlyph) steganografiyi kullanan birçok iki boyutlu semboloji de vardır.

Tarayıcı/semboloji etkileşimi

Tek boyutlu sembolojiler, barkod boyunca doğrusal bir ışın demetini hareket ettirerek barkodun açık-koyu alanlarını algılayan bir laser okuyucu tarafından okunacak şekilde optimize edilmiştir.
İçiçe sembolojiler de barkod boyunca birden fazla geçiş yapabilen laser tarayıcılar için optimize edilmişlerdir.
İki boyutlu sembolojiler tüm sembolojisi kapsayan bir tarama şekli olmadığı için laser tarafından okunamazlar. Bu tür sembolojiler resim yakalayan kameralı cihazlar tarafından taranmalıdır.

Tarayıcılar (barkod okuyucular)

En eski ve hala en ucuz barkod tarayıcıları sabit bir ışık kaynağı ve barkod boyunca hareket ettirilen bir adet fotosensör ile yapılır.
Daha sonra yapılan bir tasarım, "laser tarayıcı", barkod boyunca laseri tarayan poligonal ayna veya galvanometreye monte edilen ayna kullanır—aslında sadece bir adet düz çizgi içerir, ama barkodları her açıdan okuyabilmek için karmaşık şekillerde görülür.
1990'ların sonlarında bazı barkod okuyucu üreticileri hem tek boyutlu hem de iki boyutlu barkodları okumak için sayısal kameralarla çalışmaya başladı. Bu teknoloji günümüzde mükemmel hale geldi ve şimdilerde çoğu uygulamada laser tarayıcıları performans ve güvenilirlik açısından geride bırakıyor.
Yakın zamanda, mağaza raflarından alabileceğiniz sayısal kameralar hem tek hem de iki boyutlu barkodları okuyacak yeterli çözünürlüğe ulaştı. Artan şekilde firmalar barkod tarama yazılımlarını kameralı telefonlara adapte etmenin yollarını arıyor. Ancak, kameralı telefonların optikleri endüstriyel tarayıcılar için optimize edilmiş standart kodlara yeterince uygun değil. Sonuç olarak mobil kullanım için renk kodu ve mCode gibi yeni kodlar tasarlanmakta.

Kod doğrulayıcı (barkod kontrolü)

Bar kod doğrulayıcı birincil olarak barkod basılan ama tedarik zincirindeki tüm firmaların bar kod kalitesini test edeceği iş sahalarında kullanılmaktadır. Barkodun tedarik zincirindeki herhangi bir tarayıcı tarafından okunabilmesini garantilemek çok önemlidir. Perakendeciler uyumlu olmayan barkodlar için yüksek meblağlı cezalar vermektedir. 13 haneli ve diğer tür barkodlarda son rakam kontrol rakamıdır. Örneğin numaralar; 8693043021044 olsun, (1.Sayı=8,2.Sayı=6,3.Sayı=9 şeklinde)burada tek ve çift sıralı rakmlar kendi içinde toplanır, çift rakamlar grubunun son hanesi 3 ile çarpılır ve çift hanelilerin toplamının son rakamı eklenir. Elde edilen sonucun son hanesi 10 da çıkartılır ve elde edilen sonuçla barkoddaki son rakam aynı olmalıdır. Yani; tek sıralar toplamı8+9+0+3+2+0=22, 6+3+4+0+1+4=18 18x3=54, 54+22=76, birler hanesi 6 yı 10 dan çıkarttığımızda 10-6=4. En sondaki rakamın 4 olduğu görülmektedir.
Bar kod doğrulayıcılar bir tarayıcı gibi çalışmaktadır ama sadece bar kodu çözümlemek yerine, bir doğrulayıcı 8 çeşit test uygulamaktadır. Her test sonucuna 0.0-4.0 (F-A) arasında bir değer verilmektedir ve bu testlerin en düşüğü tarama değeri olarak alınmaktadır. Birçok uygulama için 2.5 (C) değeri kabul edilebilir en alt değerdir.
Bar kod doğrulayıcı standartları
Orijinal Amerikan barkod kalite özellikleri ANSI X3.182'dir
Şu anki uluslararası barkod kalite özellikleri (tek boyutlu kodlar için) ISO15426-1 ve (iki boyutlu kodlar için) ISO15426-2 'dir.
Barkod doğrulayıcıları (tek boyutlu bar kod doğrulayıcı uyumluluk standardı) ISO 15426-1 veya (iki boyutlu bar kod doğrulayıcı uyumluluk standardı) ISO 15426-2 ile uyumlu olmalıdır.

Kütle ve Kalibrasyon nedir?

Kütle birimi kilogram (kg); sevres’de Burau International Des Poids Et Mesures (bipm)’de muhafaza edilen uluslar arası kilogram prototipinin kütlesi olarak 1889 yılında yapılan I. Ölçüler ve ağırlıklar konferansı’nda (conference generaledes poids et mesure, cipm) kabul edilmiştir. 1901 yılında yapılan III. Ölçüler ve ağırlıklar konferansı’nda (conference generaledes poids et mesure, cipm) tanımlamaya göre ; yoğunluğu 21500kg/m3 olan %90 platin ve %10 iridyum alaşımından yapılmış, 39mm çapında ve 39mm yüksekliğinde silindir biçimindeki ağırlıktır. Yasal metroloji (oiml)’ye göre 1mg-50kg aralığındaki ağırlıklar, bir hiyerarşi içerisinde, en yüksek doğruluktan en düşük doğruluğa kadar kütle biriminin iletilebilmesi için ağırlıkların doğruluk sınıfları tanımlanmıştır. Buna göre ağırlık sınıfları e1, e2, f1, f2, m1, m2, ve m3’tür. Terazilerin belirli periyot içerisinde kalibrasyonun yapılması dışında daha kısa periyotlarla doğruluğunun takip edilmesi cihaz performansı açısından önemlidir.